 
Balkanlar’da yaşamış bir Türk dervişi.
Balkanlar’da yaşamış bir Türk dervişi.
Gelenekte bahsi "gani, derviş, alperen, mücahit, eren" gibi niteliklerle de geçen Sarı Saltık'ın kim olduğu, XIII. yüzyılın ikinci yarısında Moğol hakimiyetindeki Selçuklu Anadolusu'nda II. Gıyâseddin Keyhüsrev'in oğulları arasındaki saltanat mücadelesi sırasında kardeşi Rükneddin'e (IV. Rükneddin Kılıcarslan) yenik düşen ağabeyi İzzeddin'in (II. İzzeddin Keykâvus) maiyetindeki konar göçer büyük bir Türkmen oymağı ile ilişkilidir. Bu oymak bir görüşe göre XIII. yüzyıl Anadolu'sunda önemli bir tarihsel rol oynayan Çepni Türkmenleri'nin bir kolu, diğer bir görüşe göre ise Kıpçak Türkleri'nden bir oymaktır. Sarı Saltık, bu oymağın hem yöneticisi hem de dinî lideri olarak bu iskân olayında önemli bir rol oynamıştır.
II. İzzeddin Keykâvus ile birlikte 1262 yılı civarında Balkanlar'da Dobruca denilen Bizans topraklarında gerçekleşen söz konusu Türk iskânı, bu Türkmen babası ile sıkı sıkıya bağlantılı olup, bugün Moldova'nın bir bölgesinde Gagauzya'da yaşamaya devam eden Gagauzlar (kendilerinin Gökoğuzlar'dan geldiğini ileri süren ama gerçekte Keykâvuslu Türkler), işte bu mühim tarihsel olayın bakiyesidir. Sarı Saltık'ın hatırası Balkan topraklarında hâlâ güçlü bir şekilde yaşamaya devam etmektedir. Bu ilginç şahsiyet Mehmet Fuat Köprülü, J. Deny, Abdülbaki Gölpınarlı, P. Wittek, H. Duda ve A. Decei gibi eski, M. Kiel gibi zamanımız bilim adamlarınca ciddi araştırmalarda ele alındığı gibi, günümüzde de muhtelif Balkan ülkeleri tarihçileri tarafından hâlâ üzerinde çalışılmaya devam edilmektedir.
II. İzzeddin Keykâvus, Bizans imparatoruna müracaat ederek, "Türk taifesi" olarak yaylak ve kışlak hayatına alışık olduklarından, kendilerine kışın kışlayacak, yazın da yaylayacak bir arazi tahsis edilmesini ve Anadolu'dan kendisine tâbi olan Türkmenler'i getirterek oraya birlikte yerleşmek istediğini bildirdi. VIII. Mihail bu arzuyu kabul edip Bizans'la Altın Orda egemenliğindeki Deştikıpçak arasında (bugün bir kısmı Bulgaristan'da, bir kısmı da Romanya sınırları içinde ve Karadeniz'e kıyısı olan) o vakitler gayrimeskûn olan Dobruca arazisini onlara tahsis etti. Bunun üzerine söz konusu Türkmenler, Anadolu'dan gelip II. İzzeddin'le birlikte Dobruca'ya yerleştiler. Sarı Saltık'ın tarih sahnesinde görünmesi ve tarihsel rolü de bu olayla başladı.
Sarı Saltık tıpkı Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaşamış diğer Türkmen babaları gibi aynı zamanda hem dinî lider hem aşiret reisi olmalıdır ki, böyle bir göç hareketini yönetebilsin. Bütün bu tartışmanın ötesinde, "II. İzzeddin'in Sarı Saltık'la alakası nereden kaynaklanıyor?" ve "Selçuklu sultanı niçin Dobruca'ya götürmek için Sarı Saltık ile aşiretini seçmiştir?" gibi sorulara dair kaynaklarda herhangi bir kayıt mevcut değildir. Her halükârda Sarı Saltık, bir aşiret reisi ve bir dinî lider olarak Dobruca'ya yapılan Türkmen göçünü yönetmekle, şüphesiz önemli bir tarihsel konumda bulunmuş ve Osmanlı fetihlerinden çok önce, XIII. yüzyıl gibi nispeten erken bir devirde, Balkanlar'a hem bir Türk nüfusunu hem de İslam'ı taşımıştır.
İbn Serrâc'ın Tüffâhu'l-Ervâh ve Teşvîku'l-Ervâh'ında etiyle kemiğiyle yaşamakta olan Sarı Saltık'ın karşısına, Ebü'l-Hayr-ı Rûmî'nin Saltıknâme'si, bir yandan müritleriyle cihat ve gazalar yapıp "kâfirleri müslüman eden", diğer yandan cinlerle, cadılarla savaşan, ejderha öldürerek mazlumları kurtaran ve imana getiren bir Sarı Saltık koyar. Ebü'l-Hayr eserini Sarı Saltık'ın türbesini ziyaret eden Cem Sultan'ın talebiyle kaleme almıştır. Bu durum geleneğin Osmanlılar'ca da sahiplenildiğini göstermektedir. Böylece Sarı Saltık, Battal Gazi-Melik Dânişmend-Saint George karışımı destanî bir tip olarak ortaya çıkmıştır.
Sonuç olarak Sarı Saltık'ın tarihen müspet bütün bu cihat ve gaza harekâtına rağmen, yerel hıristiyan halkların hafızasında bugün halen yaşamakta olan çok güçlü bir kült ve imaj oluşturabilmiş olması, başlı başına önemli bir vakıadır. Öyle ki onun hakkında anlatılan benzer menkıbeler aracılığı ile oraların hıristiyan halklarınca takdis edilen St. Spiridon, St. Naum ve St. George gibi azizlerle özdeşleştirilmiş ve böylece zamanla kendi kimlik aidiyetlerinin de sembolü olmuştur. O yüzden Balkan ülkeleri Sarı Saltık hakkında günümüzde de birçok bilimsel (ve aynı zamanda çoğu hamasi) yayın yapmaktadırlar.
Ciachir, Mihail. Basarabyalı Gagauzlar’ın Tarihi. haz. H. Güngör. Niğde 1998.
Ebü’l-Hayr-i Rûmî. Saltıknâme. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., Hazine, nr. 1612.
a.mlf. Saltuk-nâme. nşr. Ş. H. Akalın. I-III, Ankara 1987-1990.
İbn Bîbî. el-Evâmirü’l-Alâiyye (tıpkıbasım). nşr. A. S. Erzi. Ankara 1956; çev. M. Öztürk. C. II, Ankara 1996.
İbnü’s-Serrâc, Kemaleddin Muhammed er-Rifâî el-Kureşî. Teşvîku’l-Ervâh ve’l-Kulûb ilâ Zikri Allâmi’l-Guyûb. Süleymaniye Ktp., Amcazade Hüseyin Paşa, nr. 272.
a.mlf. Tüffâhu’l-Ervâh. Princeton University Library, Gift of Robert Garret, nr. 9.
Kaleshi, Hasan. “Albanische Legenden um Sarı Saltuk”. Actes du Premier Congres international des etudes balkaniques et Sud-Est européennes. Sofia 1971, VII, 815-828.
Karamustafa, Ahmet T. “Islamisation through the Lens of the Saltuk-name”. Islam and Christianity in Medieval Anatolia. Surrey 2015, s. 349-360.
Kiel, Machiel. “The Türbe of Sarı Saltık at Babadag-Dobrudja: Brief historical and architectonical notes”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi. sy. 6-7 (1978), s. 205-225.
a.mlf. “Sarı Saltuk”. DİA. 2009, XXXVI, 147-150.
Köprülü, M. Fuad. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara 1966.
Mélikoff, Irene. “Qui etait Sarı Saltuk? Quelques remarques sur les manuscrits du Saltuknâme”. Studies in Ottoman History in Honour of Professor V. L. Ménage. ed. C. Heywood – C. Imber. Istanbul 1994, s. 231-238.
Ocak, Ahmet Yaşar. “Sarı Saltık’a Dair Halledilmemiş Problemler, Eski ve Yeni Sorular, Yeni Bir Kaynak”. Balkanlara Gidişinin 750. Yılında Uluslararası Sarı Saltuk Gazi Sempozyumu (06-10 Kasım 2013, Köstence/Romanya), Bildiriler. haz. A. Günşen v.dğr. Edirne 2014, s. 41-48.
a.mlf. Sarı Saltık: Popüler İslam’ın Balkanlar’daki Destani Öncüsü. İstanbul 2022.
Okiç, M. Tayyib. “Sarı Saltuk’a Ait Bir Fetva”. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi. 1/1 (1952), s. 48-58.
Saltık, Veli. Sarı Saltuk ve Saltuklular. Ankara 2012.
Smith, Grace Martin. “Some Türbes/Maqams of Sari Saltuq: An Early Anatolian Turkish Gazi-Saint”. Turcica. 14 (1982), s. 216-225.
Studies on the Ottoman Architecture of the Balkans. London 1990.
Ülküsal, Müstecip. Dobruca ve Türkler. Ankara 1987.
Yüce, Kemal. Saltıknâme’de Tarihî, Dinî ve Efsanevî Unsurlar. Ankara 1987.
Kaynak: https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/sari-saltik
Bilgi paylaştıkça çoğalır. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.
Balkanlar’da yaşamış bir Türk dervişi.
 
                        
                        
                     
                    